Mersin Avukat Aslıhan Hatice ÖZCAN - 0324 614 67 67

+

Aİle Hukuku Avukatı

Aile Hukuku

BİLGİ VE DANIŞMA İÇİN
0533 668 76 08
0324 614 67 67


BOŞANMA DAVASI AÇILIRKEN YAPILMASI GEREKENLER ;
Öncelikle dava açmak isteyenlere tavsiyemiz, dava aşamasında ve dava sonrasında uğrayacağınız hak kayıplarını önlemek amacıyla mutlaka bir avukatın yardımına başvurmanız. Bu yardım yazılı olabileceği gibi sözlü olarak da istenebilir. Alınacak yardım neticesinde tüm taleplerinizi bir dilekçe haline getirip tarafların son 6 ay birlikte yaşadıkları yerdeki ya da taraflardan birinin ikametgahlarının bulunduğu yer Aile Mahkemesi’ne başvurulur.

Bu açıklamalar ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI İÇİN KISMEN GEÇERLİDİR. ZİRA TARAFLARIN ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AÇMASI DURUMUNDA BELİRLEDİKLERİ HERHANGİ BİR YERDEKİ AİLE MAHKEMESİNE DE BAŞVURMALARI MÜMKÜNDÜR.

Bir diğer husus ise dava dilekçesinin içeriğidir. Bilinenin aksine sadece ‘boşanmak istiyorum’ demek boşanma davasında yeterli değildir. Öncelikle kusurlu eşin dava açma hakkı bulunmadığından mümkün mertebe bu evliliğin bitmesinde kusuru olmayan tarafın dava açması gerekmektedir. Tabi bu kusurun göreceli oluşu ve de kimse bir evlilikte kendini kusurlu görmeyeceği için, kusuru diğerine göre daha az olan taraf ta dava açabilmektedir. Ancak dava iddialardan oluşacağından illa ki bu iddiaların ispatı gerekecektir. Bunun için de ilk paragrafta belirttiğimiz gibi kişilerin delillerini toplama ve sunma hususunda mutlaka bir avukata danışmaları yararlarına olacaktır. Tabi ki şahıslar avukat tutmadan da davalarını açıp, yürütebilirler ancak karşılaştığımız pek çok davadan edindiğimiz tecrübe şudur ki; hukukta bir işlemin yapılması, dilekçelerin sunulması için kesin sürelerin kaçırılması halinde , yapılacak hiçbir şey kalmadığında, istenecek yardımın da bir faydası olmayacağıdır. Pek çok kişi dava açarken almadığı yardımı dava aşamasında talep ettiğinde , kaçırmış olduğu sürelerden kaynaklı olarak hak kaybına uğramaktadır.

BOŞANMA DAVASI HANGİ NEDENLERLE AÇILIR:

1-) ANLAŞMALI BOŞANMA: Kimse evlenirken boşanmak için evlenmez. Ancak evlilik birliğinin tamamen sonlanması hususunda artık hem fikir olunmuşsa , bir çok insan , evlenirken gösterdikleri saygıyı boşanırken de gösterebilmektedirler. Bu da anlaşmalı boşanma kurumunu doğurmuştur. Müşterek çocukları varsa onların velayetinden tutun da , sahip oldukları menkul, gayrimenkul ve araçların paylaşımına, nafaka, tazminat konularına kadar her konuda anlaştıklarını gösterir bir protokol düzenleyerek tek celsede boşanabilmektedirler. Elbette ki bir çok insan bu şekilde boşanma yolunu seçerek, yıpranmadan ve yıpratmadan boşanmayı başarabilmektedir. Ancak yaşanılan olayların boyutları gereği anlaşma zemini yakalayamayanlar da çekişmeli boşanma davası açarak taleplerini dile getirmektedirler.

2-)GENEL BOŞANMA ( ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK) : Ülkemizde açılan boşanma davalarının içerisinde en çok kullanılan gerekçedir. Çünkü yaşanılan sorunların kaynağı ne olursa olsun sonuçta oluşan ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK olduğundan, dava konusu kısmına yazılan hep bu gerekçe olmaktadır. Bu davada davayı açan kişi, evliliğin bitmesinde karşı tarafın kusurlu olduğunu tanık ve diğer delillerle ispat etmek zorundadır.

3-) ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ: Anlaşmalı boşanma ve şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davalarının dışında bir de özel boşanma sebepleri vardır. Bunlar da Bunla da altı aydan fazla sürmüş terk, akıl hastalığı, cana kast ve fena muamele, onur kırıcı davranış, zina, suç işlemek ve haysiyetsiz yaşamdır. Ancak genel manada gerekçe olarak gösterilen nedenlerden sayılmaz. Çünkü pek çok sorun genel bir kapsam olan şiddetli geçimsizlik başlığı altında toplandığından daha çok boşanma davalarında davanın konusu olarak şiddetli geçimsiz nedeniyle açılan boşanma davası gösterilir.



KENDİSİNE DAVA AÇILAN EŞ BOŞANMAYI İSTEMİYORSA BU DAVAYI NASIL ETKİLER?
Eşlerden birinin boşanmak istememesinin sebebi, gerekli maddi gücü olmaması, karşı tarafa bedel ödetmek istemesi, alacaklarını alma yolunda bunu bir araç olarak görüp davayı uzatmak istemesi olabilir. Ya da gerçekten eşini seviyor ve evliliğinin bitmesini istemiyor da olabilir. Ancak davayı açan taraf bu konuda kararlı ise ve evliliğin bitmesine neden olacak olayların müsebbibi karşı taraf ise ve bunu ispatlarsa , diğer eşin kabulü olmaksızın dava sonuçlanır. Tarafların aile nüfus tablosu, şahit beyanları, gerekli görüldüğü takdirde mahkeme psikoloğunun tarafları dinleyerek hazırlamış olduğu rapor mahkemeye sunulup dosya tamamlandığında, hakim için aydınlatılması gereken herhangi bir konu kalmadığında hakim kararını verir; ya davayı kabul eder ya da reddeder.

BOŞANMA DAVASINDA MÜŞTEREK ÇOCUĞUN YA DA ÇOCUKLARIN VELAYETİ KİME BIRAKILIR?
Velayet konusunda hakim öncelikli olarak çocuğun menfaatini düşünür. Tarafların durumlarını göz önünde bulundurur. Fakat eğer çocuğun yaşı çok küçükse ve anne bakımına muhtaç durumda ise genel olarak anneye bırakılması esası gözetilir. Ancak münferit durumlarda yaşanan farklılıklar nedeniyle yani annenin bakamayacağına kesin olarak kanaat getirilse çocuk babaya da verilebilir. Bazı durumlarda mesela annenin akıl hastalığı ya da iffetsiz bir yaşam sürmesi gibi durumlarda velayet babaya bırakılabilir. Elbette bu konuda kesin yargılara varmak yanlış olacaktır. Her dava farklı hayatlar ve farklı olguları içerir. Ayrıca çocuğun kendisini ifade edebilecek bir yaşta olması halinde mahkemece görevlendirilecek pedagogun çocukla yaptığı görüşme neticesinde hazırlayacağı rapor da velayetin kimde kalacağı hususunda yol gösterecektir. Bu nedenle her münferit olayı kendi şartlarına göre değerlendirmek gerekir ki hakimler de bu şekilde değerlendirerek sonuca varırlar.